Jean-Luc Mélenchon, Nazi lideri Joseph Goebbels'le karşılaştırıldı, şikayette bulundu

Perşembe sabahı BFMTV'de Apolline de Malherbe'nin programına konuk olan Alain Jakubowicz, "Faşist bir hareketin hikayesini anlatıyor" dedi. Uluslararası Irkçılık ve Antisemitizmle Mücadele Birliği'nin (Licra) eski onursal başkanı olan avukat, Charlotte Belaïch ve Olivier Pérou'nunLa Meute adlı araştırma kitabıyla ilgili sorgulandı. "Her şeyi göz önünde bulundurduğumda, Mélenchon ile Goebbels arasında bir paralellik görüyorum. Biliyorum ki itilip kakılacağım ama bu sorun değil." diye devam etti.

Flammarion tarafından 7 Mayıs Çarşamba günü yayımlanan kitapta, La France insoumise hareketinin işleyiş yöntemleri ve iç örgütlenmesi inceleniyor ; tamamen Jean-Luc Mélenchon figürü etrafında şekillenen, sindirme ve tehditlerin yaygın bir uygulama olduğu bir hareket anlatılıyor. "Halkın takip etmesi gereken her şeye gücü yeten adam. Büyüleyici ve aynı zamanda ürpertici," diye bitirdi Alain Jakubowicz gösterinin en sonunda, sette herhangi bir tepki vermeden.

2 yıllık soruşturma ve 200'den fazla kişiyle röportaj

Kitap , hareketin mevcut ve eski liderlerinden ve taban aktivistlerinden toplanan 200'den fazla tanıklığa dayanıyor. Yazarlar , lider kültünün, iç tasfiyelerin, sözlü sindirmelerin ve paranoya atmosferinin damga vurduğu bir siyasal ortamı anlatıyorlar. Bu tasfiyelerle bağlantılı olarak Raquel Garrido, Alexis Corbière, Clémentine Autain, François Ruffin ve Danielle Simonnet gibi isyankar isimlerden bahsediliyor. Sophia Chikirou'nun etkisi de vurgulanıyor.

Kanal, bu yorumlardan kısa sürede uzaklaştı.

Apolline de Malherbe, X hesabından yaptığı açıklamada, "Ne BFMTV ne de ben, bu sabah yayının en sonunda dile getirilen ve yalnızca yazarını bağlayan türden karşılaştırmalarla ilişkilendirilemeyiz" dedi. Bu açıklama, aynı sosyal ağda şu şekilde yanıt veren kanalın yönetimi tarafından da desteklendi: "BFMTV, Alain Jakubowicz'in bu sabah yayınında yaptığı yorumları kınıyor. İfade özgürlüğü öfke ve iftirayı haklı çıkarmaz."

İstasyonun Gazeteciler Cemiyeti (SDJ) de bu yorumları sert bir dille kınayarak, "Hiçbir şey bir Nazi figürüyle böyle bir bağ kurmayı haklı çıkaramaz" dedi.

Kamuoyuna hakaretten şikâyet

Jean-Luc Mélenchon, benzetmenin Nazi Almanyası'nın teslim olmasının yıldönümünde yapılmış olmasının, benzetmenin ciddiyetini artırdığı gerekçesiyle avukat hakkında kamuya açık alanda hakaret suçundan şikayetçi olduğunu duyurdu.

“Beni anti-Semitik suçlu Joseph Goebbels ile özdeşleştirdi. Ayrıca siyasi hareketimize, üyelerine ve seçmenlerine hakaret etti, isyancıları Naziler olarak adlandırdı. Tüm bunlar Hitler Almanyası'nın yenilgisinin yıldönümünde oldu. Bay Alain Jakubowicz, dernek sorumlulukları ve günü göz önünde bulundurarak, böyle bir konu hakkındaki sözlerinin kapsamını ve çok ciddi şekilde aşağılayıcı anlamını görmezden gelemez,” diye yazdı X hesabında.

Alain Jakubowicz ise Jean-Luc Mélenchon'a yanıt vererek, mahkemede değil, "yüz yüze, argümanlara karşı argümanlar" kullanarak tartışmayı önerdi. La France Insoumise liderinin şikayette bulunma hakkına saygı duyarken, onu iddianamesiyle övünmemesi konusunda uyarıyor ve ekliyor: "Bu konuda mekanik olduğu ve bu nedenle hiçbir şey ifade etmediği için" ekliyor: "Kendinizi rahatsız mı hissediyorsunuz? Tamam. Ben de her gün sizin ve takipçilerinizin nutuklarından rahatsız oluyorum."

LICRA'ya gelince, Jean-Luc Mélenchon'un bizzat kendisinin birkaç kez kamu figürlerini Nazi liderlerine benzettiğinin belirtilmesi önemle rica olunur. Avrupa seçim kampanyası sırasında Lille Üniversitesi Rektörü'nü, "nihai çözüm"ün organizatörlerinden biri olan Adolf Eichmann'a benzetmişti...