"Futbol savaş gibidir. Tanınmanın bir yoluydu": Dağlık Karabağ takımının acı dolu kaderi

Antrenman sona eriyor. Oyuncular soyunma odasına yüzerek dönüyor. Bu yaz gününde, Ermenistan'ın başkenti Erivan'da sıcaklık yaklaşık 40°C. Tribünlerde ise kısa süre sonra sadece o kalıyor: Kusursuz eşofmanıyla, beyaz saçlı, şapkalı ve pilot gözlüklü 68 yaşındaki Slava Gabrielyan. Dik duruyor, ifadesiz bir yüz ifadesiyle, bakışları boş sahaya dikilmiş.
Akademi'deki takımını çok uzun zamandır çalıştırmıyor. Erivan futbol takımı. Bu Ermeni teknik direktör daha önce kendi evinde, ayrılıkçı Dağlık Karabağ bölgesinde antrenman yapıyordu. Tüm oyuncular da yerlilerden oluşuyordu. Dağlarda kaybolan ve Ermenistan ile Azerbaycan'ın otuz yılı aşkın süredir iki savaş yaptığı bu toprakların "başkenti" Stepanakert'teki stadyumda antrenman yapıyorlardı. Tribünler, 1991'de bağımsızlığını ilan eden ve uluslararası alanda hiçbir zaman tanınmayan bu devletin bayrağının renklerindeydi: kırmızı, mavi, turuncu ve beyaz bir şerit. "7 yaşımdan beri bu stadyumda oynuyorum , "Slava Gabrielyan hatırlıyor. Orada antrenman yapmaktan gurur duyuyorduk. Eşimin ve ailemin mezarlarıyla birlikte, bugün en çok özlediğim yer burası."
Bölgeye geri dönmek artık imkânsız. Yaklaşık 120.000 nüfuslu bölgeye dokuz ay boyunca abluka uygulayan ve yiyecek, ilaç, ısınma ve benzin sıkıntısına yol açan Azerbaycan, Eylül 2023'te ani bir saldırıyla bölgeyi geri aldı. Bitkin ve korkmuş binlerce erkek, kadın ve çocuk, her şeylerini geride bırakarak komşu Ermenistan'a doğru yola çıktı. Bölge, birkaç gün içinde nüfusundan arındırıldı. Kendini ilan eden Dağlık Karabağ Cumhuriyeti kısa bir süre sonra dağıldı ve bu, Bakü'nün birinci savaştaki (1988-1994) yenilgisinin ardından zafer ve intikamını simgeliyordu. Bölge Ermenilerinin otuz yılı aşkın süredir beslediği Dağlık Karabağ'ın uluslararası alanda tanınması umudu suya düştü.
Bu makalenin %82,45'i okunmayı bekliyor. Geri kalanı abonelere ayrılmıştır.
Le Monde