İklim değişiyor, işte gerçek Donald etkisi: aptallar ortadan kayboldu

Hala son nesil olabilirler ama kesinlikle artık son moda değiller. Donald Trump, daha fazla kömür üretmek için sondaj çalışmalarını yeniden başlattığı "Del, bebeğim Del" - Hadi bebeğim, del - sloganıyla, Hamas yanlısı gösterilerden birinde kefiyeye boğularak kaybolan Greta Thumberg'in takipçilerini ikinci plana attı.

Ellerini ayaklarını otoyola yapıştırıp trafiği felç eden, sanat eserlerini boyalarla tahrip eden aşırı çevrecilerimize, sivil itaatsizlik yapanlara ne oldu? Benzinleri bitti. İtalyanları küresel ısınma sorununa karşı bilinçlendirmek istediler ama aslında yeşil parmaklıları bile çileden çıkarmayı başardılar.

Angelo Bonelli ve Nicola Fratoianni bile artık onlara pek dikkat etmiyor. Izgaracıları, kayıp ekolojist ruhları, mutlu küçülmecileri saymıyorum bile. Beş Yıldız Hareketi, iktidarda oldukları tek bölge olan Alessandra Todde'un Sardunya adasında bir yakma fırını açtı. Öte yandan, onlar gibi şekil değiştirenler için bile aynı anda hem dünyanın en çok kirleten ülkesi Çin'i savunup hem de çevreci olmak zor.

Yeni Amerikan başkanının gelişinin olumlu etkilerinin arasında, çevreci vandalizm yapanların gölgede kalması da yer alıyor. Birdenbire Avrupa Birliği, sol, aptallar daha önemli şeylerin olduğunu keşfettiler. Yeşil holiganlar ise hava koşullarına karşı hassastır, kışın yavaşlarlar, biraz kış uykusuna yatarlar, çünkü onlar da dışarıdaki termometre iki dereceyi gösterdiğinde aşırı ısınma nedeniyle dünyanın sonunun geldiğini haykırmanın zor olduğunu anlarlar. Ama tamamen etkisizleştiler diye bir şey yok, sadece televizyon artık onlara ilgi göstermiyor, gazeteler de giderek daha az ilgi gösteriyor. Örneğin geçen haftaki son girişim, hiç fark edilmedi; belki de çoğunluğun onayladığı bir şeyi yapmış olmaları, yani son kullanma tarihi geçmiş sebze ve meyveleri Montecitorio'ya atmaları yüzünden. Artık kast karşıtlığının egemen olduğu bir dönemde değiliz, ancak böyle bir hareket karşısında öfke oluşmuyor. "Doğru fiyat" adı altında başlatılan protesto, sebzelerin maliyetindeki artışın iklimden de kaynaklandığını, çünkü su kıtlığının ekinleri daha verimsiz hale getirdiğini ve ürünlerin göze hoş görünmediğini, artık tüketicinin tek pusulası haline geldiğini ve bu nedenle atılma riskinin daha yüksek olduğunu öne sürerek farkındalık yaratmak istiyordu. Bunun tipik bir örneği, bu yıl yağış eksikliği nedeniyle küçülen ve satılamayan Sicilya portakallarıdır.

Son nesilden son umuda, kurtuluş önümüzdeki 6 Mart'ta sinemalarda "Come non ci fosse un domani" adlı belgeselin gösterime girmesiyle başlayabilir. Bu belgesel, çevre vandallarının bir nevi kutsal kartını çiziyor, eylemlerini ceza yasasına göre siyasi şehitlik eylemleri olarak tasvir ediyor ve onları 1966 Floransa selinin çamur melekleriymiş gibi tasvir ediyor. Üretim, nesiller boyu Paolo Virzì ve kızı Ottavia'nın imzasını taşıyan bir garantidir. Yönetmen, üç yıldır yağmur yağmayan Roma'nın ardından, ortalamanın üzerinde yağış alan iki gerçek yılın ardından geçen 2022 yapımı çevreci fantastik yapıt "Siccità" ile aynı. Gösteriminin aynı zamanda iklim değişikliği sorununa da çözüm olacağını görmek ister misiniz?

Bu arada, birçoğu çocuk sahibi olmak istemediği için Son Kuşak olarak da adlandırılan, miras olarak çölleşmiş bir dünya bırakma korkusuyla yaşayan çevrecilerin moralini bozan en önemli etken, holigan eylemlerini ağır şekilde cezalandırmaya başlayan yasal düzenlemeler oldu. Meloni hükümetinin çıkardığı ve ilerici muhalefetin her şekilde karşı çıktığı güvenlik kararnamesi sayesinde. Kanun, yol veya demiryollarını kapatanlara altı aydan iki yıla kadar, kamuya açık yerlerde üçüncü kişilere karşı şiddet kullanarak bir şeye zarar verenlere ise on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezası öngörüyor; Bu fiillerin stratejik bir altyapının inşasını engellemek amacıyla işlenmesi halinde ağırlaştırıcı sebep oluşturulmaktadır. Gretini evet, ama bir yere kadar...