Oy vermek mi vermemek mi: Uzmanlar Meksika'nın ilk yargı seçimlerini tartışıyor

Meksika, 1 Haziran Pazar günü, bakanları, hakimleri ve yargıçları yenileyecek olan Yargıtay için benzeri görülmemiş olağanüstü seçimlere katılmak üzere sandık başına gidecek. Tarihi bir olay olarak değerlendirilse de vatandaşta heyecandan çok şüphe yarattı.

Siyaset Bilimci Óscar Cob için, sandığa gidip gitmeme kararı, özellikle vatandaşların adaylar hakkında bilgi sahibi olmadığı ve derin bir ilgisizlik gösterdiği durumlarda, karmaşık bir ikilemdir.

"Seçimi meşrulaştırmak için oy kullanmama argümanının anlamsız olduğunu düşünüyorum. Bu seçim zaten Anayasa tarafından destekleniyor ve ülkemizde yeni normal olacak. Oy kullanmasak bile, bu yasa tarafından zaten belirlenmiş olanı değiştirmeyecek," diye açıkladı Cob.

Siyaset bilimci, bu seçimlerde bilinçli bir şekilde oy kullanmanın çok zorlu bir görev olduğunu, zira çok sayıda bakan, hakim ve yerel yargıcın seçileceğini ve bunların çoğunun nüfusun çoğunluğu tarafından tanınmadığını kabul ediyor.

"İncelenecek aday sayısı o kadar fazla ki kime oy vereceğime bile karar veremedim. Temsil edildiğimizi hissedebileceğimiz net bir bilgi veya profil olmadığında karar vermek kolay değil," diye paylaştı.

Cob, tüm bu zorluklara rağmen, optimum koşullar altında bile katılımın önemli olduğunu, çünkü bu seçimlere katılmamanın kararları karanlık çıkar gruplarının eline bırakacağını vurguladı.

"Biz vatandaşlar bilinçli bir şekilde katılmaya karar verirsek bir fark yaratabiliriz. Katılmazsak, yargıdaki pozisyonları belirleyecek olan ekonomik, politik ve uyuşturucuyla ilgili çıkarlar olacaktır" dedi. "Bu bizim hakkımız ve bunu savunmalıyız. Hala zamanımız var. Oy vermezsek, eyaletimizde adalet ve demokrasi için belirleyici bir anda karşı ağırlık olarak hareket etme fırsatını kaybederiz."

Siyasi danışman José Manuel Urquijo'ya göre, Yargı Erki için bu seçim sürecinde çekincelerle de olsa oy kullanmak gerekiyor.

"Yargı Reformu artık bir gerçeklik. İster beğenelim ister beğenmeyelim, yeni Yargı bu Pazar günü halk oylamasıyla seçilecek ve bu süreçten çıkanlar yargıçlar, hakimler ve bakanlar olacak," dedi.

Urquijo, katılımın öneminin, reforma karşı çıkılsa bile sonuçlarının insanların hayatlarını doğrudan etkileyeceği gerçeğinden kaynaklandığını yineledi.

"Bunun olmasını istememeniz veya reformun iyi veya kötü yapıldığını düşünmeniz önemli değil. Gerçekten önemli olan, bu Pazar günü, yasal bir sorununuz olduğunda mahkemede bulacağınız kişilerin seçilecek olmasıdır," diye yorumladı.

Urquijo, bu bağlamda vatandaşları da bilinçlenmeye ve bilinçli katılıma çağırdı.

"Artık oy vermenin önemini anladık mı? Vicdanımızla oy kullanalım, profilleri öğrenelim, akordeonlarımızı getirelim, çünkü oy vermezseniz başkaları sizin adınıza davalarınızı kimin yargılayacağını seçecek.

"Oy kullanacağım çünkü bu demokrasinin bir parçası. Esasen, yargıyı demokratikleştirme fikri bana şüpheli görünüyor, ancak insanların bu Pazar günü, yurttaşlık sorumluluğu ve değerli bilgilerle toplu halde katılıp harekete geçmesi durumunda daha iyi bir yargıya sahip olabileceğimize inanıyorum. Ancak, insanlar oy kullanmazsa, yargının mafyalar, politikacılar ve ekonomik çıkarlar tarafından ele geçirilmesi riskiyle karşı karşıya kalırız" dedi.