Gönül eski halini arzu ediyor

Hangimiz gurubun rengi kızıldan kararmaya yüz tutarken, duygu sarmalında içinizden ya da sesli olarak “Akşam oldu hüzünlendim ben yine” diye mırıldanmaya başlamamıştır? O ruh iklimi içindeyken bencileyin uzak çok uzak yıllara dalıp da “Her mevsim içimden gelir geçersin / Sen vefasız yolcu kalbim virân edersin…” diye hüzün bulutlarına binip aşk yangınlarına sürüklenmemiştir.
İlk şarkının güftesi, Ahmet Çengizoğlu’nun, ikinci şarkı dostum, bir kitaba ortak imza attığımız Hüseyin (Çolak) Yurdabak’ın, bestesi ise Semahat Özdenses’indi.
Emine Semahat Özdenses’i 3 Temmuz 2008 günü, kanser tedavisi gördüğü İstanbul Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kaybetmiştik. Maltepe Merkez Camisi’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Şıhlı Mezarlığı’nda toprağa verilmişti.
1913 yılında Üsküdar’da doğmuştu. Lemi Atlı, Refik Fersan, Fahire Fersan gibi usta sanatçılardan ders almıştı. 1939 yılında Yüzbaşı Faruk Ergökmen ile evlendi. Ankara Radyosunda ses sanatçısı olarak görev yaptı.
1941 yılında ilk plağında, Rahmi Duman’ın güftesi, İsmail Hakkı Nebioğlu’nun hüzzam makamındaki “Beklerim her gün bu sâhillerde mahzûn böyle ben / Gün batar kuşlar döner ... dönmez bu yoldan beklenen” şarkısıydı.
Sözlerini Mahmut Nedim Güntel’in yazdığı hüzzam makamındaki “Dün gece mehtaba dalıp hep seni andım / Öyle bir an geldi ki, mehtâb seni sandım,” adlı şarkısıyla adını altın harflerle Türk musikisi bestekarları listesine yazdırmıştı. Bu şarkı, benim bir şiirime esin kaynağı olmuştu.
Semahat Özdenses’in toplam 35 bestesi, TRT repertuarında yer aldı. 1971’de İstanbul’a geldi. İstanbul Radyosu’nda göreve başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığımın 2008 yılı “Kültür ve Sanat Hizmet Ödülü"nü kazandı.
Vefatının öncesinde düzenlediği vasiyetname ile “Türk Sanat Müziğine ait tüm eserlerinin telif ve yayım hakkını” TSK Mehmetçik Vakfına bağışladı.
Cenaze törenine, Özdenses’in yakınları, sanatçı dostları, Maltepe Belediye Başkanı Fikri Köse ve vatandaşlar katılmıştı.
Bu kayıpla bir dönem sona eriyordu. Musiki meclislerinde de doğru sözlülüğüyle, sohbetiyle, bir hanımefendi olarak yer aldı. Üslubuyla toplumun beste hafızasında unutulmazdı. Şarkıları dillerden düşmedi.
Cenaze töreninde bulunanların hemen hepsi, Özdenses’ten övgü ile söz ediyordu. Onu hiç unutmayacaklarını söylüyorlardı. Ne yazık ki ölümünün 7. Yılında mezarı kaybolmuştu. Sonradan Mehmetçik Vakfı’nın çabasıyla mezar bulundu, yeniden yaptırıldı. 3 Temmuz Ölüm yıldönümünde kimler hatırladı bilmiyorum.
Rahmet dileklerim ve saygımla anıyorum.
https://www.facebook.com/ahmet.ozdemir.3914/videos/10222354742355907
GÖNÜL ARZU EDİYOR ESKİ HALİNİİster anılar, ister hatıralar deyiniz. Dalyanın üç çeyreğini geride bırakınca Baki Süha Ediboğlu’nun şiiri sizi bir başka sarıp sarmalıyor. Anason kokuları altında ve kıvrıla kıvrıla yükselen sigara dumanının kanatlarında “Beni de alın koynunuza hatıralar” diyorsunuz. Selahattin Pınar’ın yaşlı, içten, titrek sesinden hisar buselik şarkı damardan duygu ikliminize giriveriyor.
Bugün gazete için Semahat Özdenses ile ilgili yazdım. Geçmişi karıştırırken tam otuz yıl önce sunduğum bir programın görüntüleri içinde ahbaplarımı seyrettim. Hayalimde hayatta olanları, olmayanları iki geçeli oturttum. Hayatta olanlar azınlıktaydı. Amasya yöresinin bir ağıdı dilime dolanıp kaldı: “ Neyleyim dünyada dünya malını (vay vay) / Gönül arzu ediyor eski halini (vay vay)”… Videoda göreceksiniz. Semahat Özdenses ile birlikte sahneye davet ettiğim Faruk Özdeş. Muazzam bir sesi ve sahne performansı vardı. Öldü mü, yaşıyor mu? Maalesef hiçbir bilgi bulamadım. Bilmem içinizde adını duyan, tanıyan var mı? Evet Vefa, İstanbul’da bir semt adı.
İstanbul Gazetesi