Türkay Gültekin Kaysı ve Koca Ragıp Paşa

Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Turkey

Down Icon

Türkay Gültekin Kaysı ve Koca Ragıp Paşa

Türkay Gültekin Kaysı ve Koca Ragıp Paşa

Türkay Gültekin Kaysı, İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da yaptıktan sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Aynı bölümde sınıf arkadaşımdı. Bir süre, Eski Türk Edebiyatı Kürsüsünde asistanlık yaptı. Bazı dergilerde makaleleri yayınlanırken, liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. Nişantaşı Kız lisesinin çok yönlü efsane öğretmenleri arasında yer aldı.

Türkay Gültekin Kaysı’nın Koca Ragıp Paşa -hayat, eser, divan- adlı eseri, Kapı Yayıları “Ölümsüz Klasikler Serisi”nde yayınlandı. Önsöz bölümünde kitabın hazırlanış amacı ve uzun ince yola örnek serüveni, altı buçuk yıl, İngiltere’ye kadar uzanan ibret ve hüzün sarmalı içinde anlatılıyor.

Sadr-ı azam Koca Ragıp Mehmet Paşa, Türk Edebiyatında en çok şairin yetiştiği XVIII. yüzyılda yaşadı. Hikmet, felsefe ve öğretici unsurlar içeren şiirler yazdı.

Türkay Gültekin Kaysı’nın saptamasına göre, esprili söyleyişi, toplum ve kişilerin eksik yönlerini manzum olarak, başarıyla işledi. Okumayı ve okuyanı severdi, yeniliğe açıktı. Yakınlarında bulunan Haşmet ve Fitnat hanımla karşılıklı, hazır cevaplı esprili diyalogları halk belleğinde darbımesel haline gelmişti.

Devlet adamlığı ve bilge kişiliği onu “Koca” unvanıyla ile anılmasına neden olmuştu.

“…Ragıp Paşa geleceği gören ve yarını bugünden önce düşünen biriydi. Karar alırken detaylı düşünür, kimseleri kırmadan, olayları büyümeden durdururdu.” O önce devlet adamı, sonra şairdi. Zekâ, önsezi ve titizliği ile Padişah III. Osman ve III Mustafa zamanında aralıksız altı yılı geçkin süre sadr-ı azamlık yaptı.

H. Türkay Gültekin Kaysı, Koca Ragıp Paşa kitabında, şairin “Edebi Kişiliği” bölümünü titizlikle hazırlamış. Seçtiği örneklerle sanatçının sağlam, ağırbaşlı, anlatım sahibi olduğunu ve taklitçilikten uzak ve orijinal duruşunu yansıtmıştı.

Yazara göre, Ragıp Paşa’nın sanat anlayışı, kitabın 245’inci sayfasında yer alan “hususunda” redifli gazelden anlaşılıyor:

Eğer maksûd eserse mısra'-ı berceste kâfidir / Aceb hayretdeyim ben Sedd-i İskender husûsunda” Demek istiyor ki “Amaç dünyada eser bırakmaksa, bir berceste mısra kafidir. İskender'in seddi gibi uzun, büyük, ihtişamlı eserler yapılmasına hayret ediyorum.”

Türkay Gültekin Kaysı’nın saptamalarına göre, Ragıp Paşa Divanında, beş kaside, sekiz tarih, beş tahmis, dört rubai, dört kıta, yedi matla’, on yedi çeşitli beyit ve yüz doksan bir gazel bulunuyor.

Şairin etkilendiği kişiler arasında Nabî ve Nef’i’den örneklerde söz edilmiş.

Divanında kaside, tarih, tahmis örneklerinin ardından Gazeliyat bölümleri sıralanmış.

Gazeller içinde yer alan dillerden düşmeyen beyitlerden örnekler vermek istiyorum:

Kitabın 128. Sayfasındaki gazelin makta beyti şöyle:

Şöyledir Râgıb mücâzât-ı amel kim fi'l-mesel

Sorsalar mağdûrunu gaddar kendin gösterir.

(Ragıp işler şimdi öyle bir hale geldi ki, mesela bir gaddara yaptıklarının karşılığını sorsalar, gaddar kendisinin de o konuda mağdur olduğunu söyler.)

Kitabın 131. Sayfasında yer alan “söyler” redifle gazelden de bir beyit alıntı yapabiliriz:

Meyân-ı güft u gûyda bed-meniş îhâm eder kubhun

Şecâat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler.

(Mayası bozuk olanlar konuşma esnasında kendilerini hemen ele verirler. Hani Çingene beyi de kahramanlığından söz edeceği vakit "Şöyle çaldım, böyle çırptım!" diye hırsızlığını anlatır. )

Divanlarda iki mısradan oluşan sözlere “Ebyat” adı veriliyor. Yazarın tasnif ettiği “ebyat” bölümünden de bir beyit almak istedim:

“Çeşm-i insâf kadar kâmile mîzân olmaz

Kişi noksânını bilmek gibi irfân olmaz”

Koca Ragıp Paşa, İstanbul Laleli bölgesinde camisi, kütüphanesi türbesi ile biliniyor. Ama, H. Türkay Gültekin Kaysı’nın yayını geç kalmış kitabı, Paşa’nın devlet adamlığını ve şairliğini de tanıtıyor.

İstanbul Gazetesi

İstanbul Gazetesi

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow