'Fenike Planı'nda Habil ile Kabil'e Wes Anderson yorumu: Kim kimi döverse...

Cecil B. DeMille’in “İncil yüzyıllardır en çok satan kitaplardan biri. İki bin yıllık reklamı neden kaçırayım” ve “İncil’den rastgele iki sayfa verin bana, size iki film vereyim” sözlerinden, ustamız Ülkü Tamer’in “Sinema Dedi ki…” eseri sayesinde haberdar olmuştum. Wes Anderson’un dumanı üzerinde filmi “Fenike Planı” (The Phoenician Scheme), bu sözleri yeniden canlandırdı zihnimde.
Senaryosunun alt metnini İncil’in iyilik ayetlerine dayayan Anderson, Habil ile Kabil hikâyesinin farklı bir yansımasını, baba-kız macerası ve bir aile trajedisi anlatısıyla izleyicilerine yansıtıyor.
BABA-KIZ MACERASIKötü ve zengin bir sanayi patronu olan Zsa-zsa Korda (Benicio Del Toro), her adımı ayakkabı kutularında olan, patron olarak yaşamının son büyük projesi olduğunu düşündüğü “Fenike Planı”nın finansal açığını kapatmak için, kızı Liesl’ı (Mia Threapleton) yanına alıyor ve hikâye başlıyor. Korda’yı, ticari çıkarlarını sabote etmek ve mal varlığını yağmalamak isteyen dünya liderleri sürekli öldürmek istiyor, Michael Sera da Bjorn karakteriyle bu maceraya katılıyor.
Film, hayali “Büyük Fenike Krallığı”nda geçiyor ancak antik Fenike’nin bugününü düşündüğümüzde Suriye, Lübnan ve Kuzey İsrail karşımıza çıkıyor. Bu seçimin tesadüf olmadığı açık. Filmde geçen diyaloglar, karakterler, sembollerle, düzeni değiştirmek isteyen devrimciler, bir nevi günümüz kapitalizminin eleştirisine, savaş karşıtlığına ve hem ülkemizde hem de dünyada da gündemde tutulan “aile” meselesine kapı aralıyor. Ama en sonunda, Amca Nubar (Benedict Cumberbatch) ve baba Zsa-zsa Korda’nın kardeş kavgası sayesinde izlediğimiz bu filmde, şu söz akıllara kazınıyor: “Bu çorak dünyada sorunlarımızın kaynağı belki de budur: Kim kimi döverse!”
YILDIZLAR GEÇİDİAnderson’un hikâye tercihinde değişen bir şey yok: Yine sıra dışı ve dağılmış bir aile. Sinematografisi de bıraktığımız gibi: Kuşbakışı planlar, simetri takıntılarını mutlu edecek kadrajlar, geniş ve yoğun pastel renk paletler, özenle tasarlanmış dekorlar, temposu yüksek baş döndüren ve ucunu yakalamakta zorlanılan bir anlatı… Bu, onun imzası ve ona çok yakışıyor.
Anderson, bu filmde ayrıca renkli dünyaları, “Ölüm var” uyarısını fısıldarcasına aniden siyah-beyaz bir öteki âleme çeviriyor. Sinematografisindeki kontrast sevgisini, anlatısında da tercih etme yoluna girişiyor.
Bu kara komedide Benicio Del Toro, Mia Threapleton, Michael Sera ve Benedict Cumberbatch’e; Riz Ahmed, Tom Hanks, Bryan Cranston, Mathieu Amalric, Richard Ayoade, Scarlett Johansson, Rupert Friend, Hope Davis, Alex Jennings, Stephen Park, Bill Murray, Jeffrey Wright, Charlotte Gainsbourg, Antonia Desplat, Jason Watkins, Milo James ve Max Mauff gibi isimler eşlik ediyor.
Cumhuriyet