Basıncın politikası

Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Turkey

Down Icon

Basıncın politikası

Basıncın  politikası

İnsan bu; yeri gelir katılaşır, yeri gelir sıvılaşır ya da buharlaşabilir. Amerikalı fizikçi Arthur Iberall, insanlığın hallerini maddenin hallerine benzetir. Tıpkı maddenin faz değişimleriyle bir halden diğerine (gaz, sıvı, katı) geçmesi gibi insanlık da benzer faz değişimleri geçirmiştir. İlk avcı-toplayıcı grupları, birbirinden ayrı yaşamaları, nadiren ve düzensiz olarak etkileşime girmeleri nedeniyle gaz moleküllerine benzemektir. Tarıma geçmeleriyle birlikte ilişki ve enerji yoğunlaşması yaşanmış ve insanlık sıvı hale geçmiştir. Ardından, üretim fazlasının, artı değerin be lirli ellerde toplanması, hiyerarşilerin, kurumların ve yasaların ortaya çıkmasıyla birlikte insanlık kristalleşir ve katılaşır. Şimdi akışkan bir toplumda yaşadığımız söyleniyor. Akışkanlar, yerleştikleri kaba bağlı olarak şekil değiştirebilir.

Maruz kaldıkları basınca bağlı olarak hızlanır ya da yavaşlayabilir, yönlerini değiştirebilir yahut girdaba kapılıp bir merkezin etrafında dönebilirler. Basınç politiktir. Ve iktidarlar tek tek bedenlerin yanı sıra artık akış halindeki bedenlerle de baş etmek zorundadırlar. Ve akışları yönetmek, akışkanlar mekaniği bilgisini gerektirir. Bilgi, iktidardır.

Her şey kuvvetle ilişkilidir, her şey kuvvettir. İlişkiler, kuvvetler arasında gerçekleşir. Duyumsama kuvvetle sıkı bir ilişki halindedir. Bir kuvvet bir beden üzerinde etki ettiğinde duyumsama meydana gelir. Duyumsama aynı zamanda basıncın şiddetine de bağlıdır. Basınç, bir yüzey üzerinde etkide bulunan kuvvet miktarıdır ve beden üzerinde etkide bulunan kuvvetlerin miktarı, yani şiddetleri değişebilir. Doğal koşullar altında etki eden kuvvetler, yerçekimi, kütleçekimleri, ağırlıklar bedenler tarafından duyumsanmayabilir. Duyumsanamayan, görünmez kuvvetleri görünür kılma işi sanata düşmüştür.

Bacon’ın resimleri tam da böyledir:

“Sanki görünmez kuvvetler başa farklı açılardan saldırıyor gibidir” (Deleuze, Duyumsamanın Mantığı, Norgunk). Görünmez kuvvetlerin yanı sıra bir de şiddet tekellerinin bedenlere uyguladıkları görünür kuvvetler vardır. Zaten bu kuvvet ler görülsün, duyumsansın diye üretilmişlerdir. Şiddet tekellerinin bedenlere uyguladıkları basınca toplumsal baskı denir. Baskıların şiddeti canınızı yakabilir. Eğer bir kuvvetin şiddeti fiziksel ve ruhsal olarak canınızı yakıyorsa haliyle ondan kaçma eğilimi gösterirsiniz. Akışkanlar da benzer özellikler gösterir.

Bernoulli prensibine göre akışkanlarda basınç ile hız ters orantılıdır. Basıncın yüksek olduğu bölgede hız düşükken basıncın daha düşük olduğu bölgede hız yüksektir. Akışkanlar basıncın yüksek olduğu bölgeden basıncın düşük olduğu bölgeye doğru hızla hareket etme eğilimi gösterirler.

Bir bölgede akışkanın harekete geçmesi için bir kuvvetin etkili olması gerekir. Basıncın düşük olduğu bölge yüksek basıncın ortasında kalması halinde, alçak basınç bölgesi merkez olmaya başlar ve böylece girdap oluşumu gerçekleşir. Toplumda da Bernoulli prensibi iş başındadır. Girdap, muhalif olan her şeyi yutup sindiren iktidarın merkezidir, bir kara delik. İktidar, basınçtan canı yananların can havliyle basıncın düşük olduğu merkeze doğru hareket etmelerini sağlamak için bedenler üzerinde şiddet uygular. Muhalif basın üzerindeki baskılar, merkezdeki basıncı düşürmek ve akışkanların yönünü merkeze yönlendirmek içindir.

Akışkanların çevresinde dönüp durduğu merkez sabit ya da gezici türden olabilir. Tüketim mekânları gezici türden merkezlerdir, her an her yerde bir tüketim mekânı açıla bilir. Basınç altındaki bedenler, tüketerek de ruhlarını hafifletebilirler. Vitrinler, hac mükellefiyetlerini yerine getirmek isteyenler için özenle tasarlanmıştır.

Bir beden basınç altında biçimsizleşir. Bedenler biçimsizleşmekten kaçmak için de merkeze sığınabilirler. Oysa var olmak, kuvvetlere rağmen ve kuvvetlerle birlikte hayatta kalmak demektir ve bir beden kuvvetleri duyumsayabildiği ölçüde varlığını sürdürebilir. Bedenler, basınçlara, baskılara maruz kalsalar da yine de girdaba kapılıp bir merkezin etrafında dönmeye direnebilirler. Direnmek, kuvvetlere, baskılara rağmen var olabilmektir. Günümüzün pek muteber deyişiyle “akışta kalmak”, çok tehlikelidir, girdaba kapılan bir beden var olmayı bırakabilir ve merkez tarafından sindirilir.

BirGün

BirGün

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow