Dil becerileri beyni ve bedeni genç tutar

Avrupa'da yapılan bir araştırma, çok dilli insanların zihinsel keskinliklerini daha uzun süre koruduklarını ve daha yavaş yaşlandıklarını göstermiştir. Ayrıca, yaşlanmayı yavaşlatan diğer faktörler de sıralanmıştır.

Sevgili okuyucularım! Merak etmeyin, süper havalı görünmeye çalışmıyorum. Ama yabancı dil bilen insanların daha yavaş yaşlandığını gösteren yeni bir araştırma okudum. Özellikle de zihinsel olarak. Harika! Egzersiz ve beslenme konusunda bu kadar endişelenmeme gerek yok; sağlıklı kalmak için farklı dillerde konuşabiliyor, okuyabiliyor ve yazabiliyorum. Harika bir şey.
NZZ.ch'nin temel işlevleri için JavaScript gereklidir. Tarayıcınız veya reklam engelleyiciniz şu anda bunu engelliyor.
Lütfen ayarları düzenleyin.
Bu köşede yazarlar tıp ve sağlık alanındaki konulara kişisel bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar.
Çalışma için, çok uluslu bir araştırma ekibi 27 Avrupa ülkesinden 86.000'den fazla kişiden alınan verileri analiz etti. Bu veriler kullanılarak karmaşık bir bilgisayar modeli oluşturuldu. Veriler, bir süredir 50 yaş ve üzeri Avrupalılardan düzenli olarak sağlık ve sosyoekonomik veriler toplayan Avrupa çapındaki SHAPE araştırmasından elde edildi. Yeni çalışma "Nature Aging" dergisinde yayınlandı.
Yazarlar, yayınlarında çok dilliliğin yaşlanma üzerinde koruyucu bir etkiye sahip olduğunun netleştiğini belirtiyorlar. Çok dilliliği, kişinin ana diline ek olarak birden fazla dil kullanması olarak tanımlıyorlar. Tıpkı sporda olduğu gibi: Ne kadar çok olursa o kadar iyi. Üç yabancı dil konuşanlar, "sadece" bir dil konuşanlara göre daha yavaş yaşlanıyor.
Yazarlar, dil becerilerinin yalnızca refahın bir belirtisi değil, aynı zamanda bağımsız bir koruyucu faktör olduğunu vurguluyor. Dil becerileri, farklı yaşam koşulları gibi diğer faktörlerden bağımsız olarak faydalıdır.
Çok dilliliğin yaşlanmayı neden yavaşlatabileceği henüz kanıtlanmamış olsa da, önceki çalışmalar bazı ipuçları sağlıyor. Zihinsel egzersizlerle beynimizi ne kadar çok çalıştırır ve aktif tutarsak, beynimizdeki sinir ağı o kadar verimli hale gelir.
Bu da, yaşa bağlı normal değişikliklere karşı bir tampon görevi görür. Hiç kimse sinir hücrelerinin yıllar içinde ölmesini ve dolayısıyla ağın incelmesini engelleyemez. Ancak, gençlik yıllarında ağ ne kadar sıkıysa, ağ o kadar uzun ömürlü olur. Ve yaşlılıkta bilgiyi o kadar iyi işleyebilir. Teknik olarak buna bilişsel rezerv denir.
Konuşmak mı yoksa okumak mı daha iyidir?Elbette, yaşlanma sürecini yavaşlatan sadece yabancı dil becerileri değil. Yeni çalışma, daha fazla koruyucu faktör sıraladı. Bunlar zaten biliniyordu ve artık doğrulandı. Bu da bilgisayar modelinin geçerliliğini doğruluyor.
Tüm bunları okuduktan sonra, günlük hayatım için bazı önemli sorularım var: Yaşlanma sürecini yavaşlatmak için her gün yabancı bir dil kullanmam gerekir mi? İspanyolca, hatta belki Çince veya Arapça kursuna mı gitmeliyim? Yoksa sadece İngilizce filmler izleyip İtalyanca kitaplar okumak daha mı iyi olur?
Ne yazık ki, çalışma bu soruya bir cevap sunmuyor. Mevcut veriler, katılımcıların dil kullanımının veya ilgili dil yeterliliklerinin ayrıntılı bir analizine olanak tanımıyor.
Ancak amaç sinir ağını mümkün olduğunca yoğun ve aktif tutmak olduğundan, mümkün olduğunca çok dil kullanmak kesinlikle iyi bir fikir, diyor yeni çalışmaya dahil olmayan bir araştırmacı . Öyleyse, avanti ragazzi, daha fazla İngilizce okuyalım! Belki de Arapça dersimi yeniden değerlendiririm.
"Önemli olan sağlıklı olmak" bölümümüzdeki diğer yazıları buradan okuyabilirsiniz .
nzz.ch



