Yargı Seçimleri OAS Denetiminde; Sanal Kaçırmalar Artıyor

Meksika, ulusal gündemde iki kritik konu ile bir dönüm noktasında: Amerikan Devletleri Örgütü'nün (OAS) son yargı seçimlerine yönelik sert eleştirileri ve üniversite öğrencilerini hedef alan sanal kaçırma olaylarının endişe verici şekilde artması.
Meksika'daki yargının özerkliği, Amerikan Devletleri Örgütü'nün (OAS) yakın tarihli yargı seçiminin "yargının özerkliğini veya bağımsızlığını garanti etmediği" konusunda uyarması ve bu modelin diğer ülkelerde tekrarlanmaması yönünde tavsiyede bulunmasıyla önemli bir uluslararası incelemeye tabi tutulmuştur. 6 Haziran 2025'te yayınlanan OAS Seçim Gözlem Misyonu'nun resmi raporu, seçim sürecinin pozisyonlarına seçilen kişilerin teknik ödeme gücünü veya gerekli yeteneklerini garanti etmediği sonucuna varmıştır. Bu gözlem hayati önem taşımaktadır, çünkü yargı bağımsızlığı herhangi bir hukuk kuralının temel bir dayanağıdır.
OAS, Yüksek Adalet Divanı'nın (SCJN) özerkliği hakkında "makul şüpheler" dile getirerek belirli bir gerçeğe işaret etti: en fazla oyu alan dokuz adaydan altısı Yürütme Şubesi komitesi tarafından aday gösterildi. Bu durum, sürecin tarafsızlığı ve yargıçların gerçek bağımsızlığı hakkında sorular gündeme getiriyor. Bu seçimdeki düşük vatandaş katılımı, seçmenlerin %85'inden fazlasının oy kullanmaktan kaçınmasıyla endişeyi daha da artırıyor. Bu rakam, yalnızca sürecin meşruiyetini etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda bu demokratik uygulamada vatandaşlar arasında olası bir kopukluk veya güvensizliği de yansıtıyor. Halk dahil edilmezse, seçilmiş yetkililerin meşruiyeti zayıflar ve bu da yasanın uygulanmasını ve adalet algısını etkileyebilir.
Aynı zamanda ülke büyüyen bir güvenlik tehdidiyle karşı karşıya: sanal kaçırmaların artışı. Guadalajara Üniversitesi (UdeG), 2025'te şimdiye kadar öğrencilerini hedef alan 40 sanal kaçırma vakası bildirdi. Yetkililer, Ocak ve Haziran ayları arasında bu girişimlerden altısını engelledi, ancak genel rakam endişe verici olmaya devam ediyor.
Bu sanal kaçırmaların biçimi, suçluların aileleri kandırarak para talep etmelerini, psikolojik manipülasyon ve dijital bağlantının istismarını içerir. İşleyiş biçimi, kurbanları tehditler yoluyla izole etmeyi, ailelere gönderilen fotoğrafları elde etmek için halka açık yerlerde toplantılar talep etmeyi ve kurbana telefonunu kapatmasını veya numarasını değiştirmesini söyleyerek iletişimi kesmeyi içerir. Sosyal medyada paylaşılan bilgiler, kaçırıcılar tarafından kurbanların yerini veya rutinini öğrenmek, alışkanlıklarını ve davranışlarını istismar etmek için de kullanılır.
Dijital bağlantıyı ve siber güvenlik farkındalığının eksikliğini istismar eden suç taktiklerindeki bu evrim, önleme stratejilerinin fiziksel güvenliğin ötesine geçmesi gerektiği anlamına geliyor. Koruma önlemlerini dijital okuryazarlığa uyarlamak ve özellikle gençleri ve ailelerini hedef alan kamuoyu farkındalık kampanyaları başlatmak, bu ortaya çıkan tehdit ile etkili bir şekilde mücadele etmek için elzemdir. Güvenlik açığı hem fiziksel hem de dijital varlığın yanı sıra psikolojik duyarlılıkta yatar. Örneğin Granada Üniversitesi (UdeG), güvenliği ve raporlama kültürünü teşvik etmek için "Güvenli Okul", "Güvenli Ortam" ve "Güvenli Yollar" gibi "Güvenli Üniversite" gibi programlar uyguladı.
La Verdad Yucatán