Yaz Sıcakları ve Arabalar: Sürücülerin Yaptığı Ölümcül Hatalar

Uyarı: Yaklaşık 40 yıldır araba kullanan yazara göre, sıcaklar sürücülere ve yolculara en soğuk kışlardan çok daha fazla sorun ve risk getiriyor. Olumsuz koşullar altında, tamamen sağlıklı kişiler bile araç kullanırken bilincini kaybedebilir, hatta daha kötüsü güneş çarpması, kalp krizi, inme ve astım krizleri geçirebilir.

Sabahın erken saatleri veya akşamın erken saatleri gibi doğrudan güneş ışığının olmadığı, nispeten güvenli bir zamanda evden çıkmayı başaramadıysanız, kendinize sormanız gereken ilk soru budur. Ancak gerçekten gündüz vakti seyahat etmeniz gerekiyorsa, navigasyon cihazınızdan seyahat süresine ve trafik sıkışıklığına bakmanız iyi bir fikir olacaktır. Yarım saat veya daha fazla ayakta durmanız gerekecek mi? Sonra kendinizi kelimenin tam anlamıyla bir gaz odasında bulduğunuzu düşünün; hava sıcaklığı saunadaki gibi, oksijen oranı minimum düzeyde, yan taraftaki arabalardan gelen egzoz dumanlarını ve arabanızdaki plastikten gelen formaldehiti soluyacaksınız.

Akciğer ve kalp damar rahatsızlığı olan kişiler için böyle bir kokteylin sonuçları tahmin edilemeyecek kadar korkunçtur. Özellikle rüzgarsız havalarda, yoldaki tüm molozlar baş hizanıza kadar biriktiğinde.

Aynı zamanda, çoğu modern otomobilde, kabin içindeki hava sirkülasyonuna (yani dışarıdan hava girmesine izin vermeden) güvenip, kendinizi çevrenizdeki ortamdan tamamen izole etmeyi ummamalısınız. Bir arabanın dar alanında oksijen seviyesi hızla düşer ve bu durum, oksijen açlığı veya hipoksiye maruz kalan denizaltıcıların yaşadığı duruma benzer bir duruma yol açar.

Uzun süreli oksijen eksikliğinde baş ağrısı, ağrı ve bulantının yanı sıra bilinç kaybı, konvülsiyonlar ve kontrolsüz idrara çıkma gibi belirtiler de görülebilir. Bu durumda araba kullanmayı unutabilirsiniz.

Dolayısıyla bir seyahat planlamanın sorusu mantıklıdır.

Öncelikle aracınızda çocuklarınızı ve evcil hayvanlarınızı bırakmamalısınız. Dünyada, “unutkan” ebeveynlerin hayatlarındaki en değerli şeyden mahrum bırakıldığı ve sevdiklerine karşı insanlık dışı muamele nedeniyle yargılandığı yeterince vaka var.

Peki, kavurucu güneşin altında bir arabanın içinde yeri olmayan cansız şeylerden ve nesnelerden bahsediyorsak, uygunsuz olanlar arasında ilk sırada, tıbbi özelliklerini artı 25 dereceye kadar koruyan ilaçlar yer alıyor. Eğer daha yüksekse ilaçların kimyasal yapısı değişiyor demektir! Her türlü kremde aynı durum söz konusudur.

Derecelendirmeye karşı ikinci sırayı ise plastik su ve içecek şişeleri alıyor. Sıcak havalarda vücutta hormonal ve metabolik bozukluklara yol açan bisfenol A isimli bileşiğin salgılanmasına neden olurlar. Ayrıca su, plastikle birleşince güneş ışığına mercek görevi görerek araç yangınına sebep olabiliyor.

Her türlü elektronik aletin (telefon, tablet, oyuncak ve lityum iyon pilleri çalışma özelliklerini yitiren pilli cihazlar) aşırı ısınmadan zarar gördüğü aşikardır.

Alkollü içecekler de ısıtılmayı sevmez. Örneğin birada, kokulu bileşen 3-metil-2-büten-tiol ortaya çıkar ve çikolatada yaklaşık 30 derece ve üzeri bir sıcaklıkta geriye sadece kahverengi bir sıvı kalır.

Ayrı bir konu ise çakmaklar, deodorantlar, boğaz spreyleri ve aerosollerdir. Gazların genleşmesi sonucu patlayarak yangına sebep olurlar.

Sıcakta bütün tehlikeli eşyaları nereye koyacağınız sorusunun cevabı basit: Birincisi, arabanızı çoğu zaman gereksiz olan eşyaların deposuna dönüştürmemelisiniz; İkincisi, en gerekli eşyalarınızı soğutucu çantalarda saklayabilirsiniz; üçüncüsü, aracınızı aşırı ısınmadan koruyun.

Bunun için hem ucuz ön cam kaplamaları hem de daha pahalı tenteler uygundur ve tabii ki çatı dahil gövdenin ses yalıtımının güçlendirilmesi - akustik konforun yanı sıra kışın soğuktan, yazın sıcaktan koruyan etkili bir termal devre de elde edersiniz.